29 Eylül 2007 Cumartesi

Uzaydan esrarengiz sinyaller

Amerikalı astronomlar, uzaydan gelen çok güçlü radyo dalgaları tespit ettiler.


Astronomlar, böyle bir durumla ilk kez karşı karşıya kalındığını belirttiler.

Radyo dalgalarının çok kısa, fakat çok güçlü olduğunu, tahmini 3 milyar ışık yılı uzaklıktan geldiğini belirten Batı Virginia Üniversitesi astronomlarından Duncan Lorimer, "Bu dalga evrenin çok uzaklarından geliyor gibi. İki nötron yıldızın çarpışması ya da buharlaşan bir kara deliğin ölüm feryatları olabilir" dedi.

Lorimer ve meslektaşlarının Avustralya’da Parkes telekobu ile yaptıkları taramalarda birdenbire beliriveren radyo dalgası, sadece 5 milisaniye sürdü. Avustralyalı astronom Matthew Bailes, "Bu dalga, tamamiyle yen bir astronomik olayı temsil ediyor" dedi.

Batı Virginia Üniversitesi’nden Maura McLaughlin de, "Sanırım bu dalgalardan her gün çok sayıda meydana geliyor, ancak biz elimizdeki olanaklarla bunları tespit edemiyoruz" diye konuştu.

Denizlerin Üzerinde

Denizlerin Üzerinde

Pek acayip bir sey bu:
Güz mevsiminde oldugumuz halde
birdenbire günes koç burcuna girdi baktim.
Baktim birden bire ilkbahar oldu.
Birdenbire kaynadi kanim.
Nerdeyse hani
bulanip kanima
bir deve gibi köpürecek,
bir deve gibi oynamaya baslayacagim.

Bir uzaklasip bir yakinlasmasi kan dalgalarinin.
Kendisinden geçmis insanla dolu bir ova.
Ölümsüz gözle görülmez bir içki âlemi.

Baktim birdenbire canlandi ölü.
Ihtiyarlar baktim genç oluverdi.
Baktim bakirlar kesildi som altin.
Daha iyisi geldi yerine,
daha güzeli geldi baktim,
sehrimizden ayrilanin.

Içki, eglence, tad sarmis sehrimizi.
Elinde bir kadeh var her sarhosun.
Kimi doymus, rahat, kendinde,
Içkiye dogru kosmakta kimi.
Gürül gürül süt irmagi bir yanda,
bir yanda gürül gürül bal nehri.

Pek acayip bir sey bu:
Bir sehirde padisah bir tane olurdu.
gökyüzünde ay bir tane.
Bu sehir padisahlarla dolu,
gökyüzü aylarla, zuhallerle.

Sen haydi kos var git hekimlere,
orda isiniz yok de sizin.
Orda ne dermansizlik, ne dert var,de.
Orda ne gam, ne kasvet var, de.
Orda ne kadi, ne vali.
Ne bey, ne beyin vergicisi.

Davalar, düsmanliklar, kavgalar zaten
denizlerin üzerinde hiç bir zaman yürüyemedi.

Mevlana Celaleddin Rumi

15 Ağustos 2007 Çarşamba

'ALLAH' kelimesinin gücü

Hollandalı bir psikolog olan Vander Hoven Kur’an okumanın ve ALLAH kelimesini tekrar etmenin hastalar ve sağlıklı insanlar üzerindeki etkilerini bulduğunu açıkladı. Hollandalı profesör üç yıldan beri bir çok hasta üzerinde araştırma ve çalışmasını yaparak yeni buluşuna ulaştığını söyledi.
Hastalarından bazılarının Müslüman olmadığını, bazılarının da Arapça bilmediğini belirten Hoven hastalarına ALLAH kelimesini öğrettiğini söyledi.
Alınan sonucun çok mükemmel olduğunu, özellikle depresyon ve tansiyon hastalarında çok daha iyi sonuçlar verdiğini belirtti.
Profesör Haven ALLAH kelimesini oluşturan harflerin psikolojik hastaların üzerindeki etkilerini açıkladı.
-ALLAH kelimesinin ilk harfi olan –A- harfi solunum sisteminden direk çıkıyor ve nefes almayı düzenliyor.
- Damaktan söylenen –L- harfi ise, (Arapçada çıkarıldığı şekilde) dil hafifçe damağın üst kısmına dokunuyor ve çene kısa bir duraklamayla birlikte aynı işlem tekrarlanıyor.(İki –L- harfi olduğu için) Bu işlem nefes alıp vermeyi rahatlatıyor
- Son harf olan –H- harfi çıkartılırken akciğer ve kalp arasında bir ilişki oluşuyor ve işlem sonucunda kalp atışları düzeliyor.
Bu araştırmayı yapan Hollandalı profesör Müslüman değil, fakat İslam ilimlerine ilgi duyan ve Kur’an-ı Kerim’in sırlarını araştıran bir psikolog.

14 Ağustos 2007 Salı

Amish'ler de internete direnemedi

Geleneksel olarak teknolojik aletlere karşı olan Amerikan Amish toplumunun bazı üyeleri, ürettiği malları Amish olmayanlara satmak için internetten yararlanmaya başladı. Ohio eyaletinin güneyindeki Adams bölgesinde yaşayan bazı Amish aileler, "işleriyle kısıtlı olmak üzere" teknolojinin bazı imkânlarından yararlanıyor. Amishler, yaşadıkları yerlere elektrik hattı çekilmesine karşı çıkıyor. Ancak bazı Amish'lerin, işyerlerinde kullanmak üzere kendilerinin elektrik üretmesine nispeten hoşgörü gösteriliyor. El işçiliğiyle marangozluk ve mobilyacılık yapan Miller ailesi de bu Amish ailelerden. Ailenin lideri olan Daniel Miller, "sınırlı teknolojiyi" sadece işyerlerinde kullandıklarını, evlerine kesinlikle sokmadıklarını anlatıyor. Eyaletin kuzeydoğusundaki Amishler de, gaz yağı lambalarına daha güvenli bir alternatif sunan güneş enerjisinden yararlanmaya başlamış. Yine rüzgar da enerji kaynağı olarak kullanmaya başlanmış. Miller ailesi, ürettiği mobilyaları, eyaletteki diğer Amish olmayanlara satabilmek için anlaştığı aracı bir halkla ilişkiler şirketi vasıtasıyla internet sitesi kurdurmuş. Aracı şirket, aile adına internetten satış yapıyor. Amishler tarafından üretilen mobilyalar, çivi, vida gibi teknoloji ürünleri kullanılmadığı için, piyasada meraklıları arasında büyük rağbet görüyor. Aile ayrıca, gazetelere de reklâm vermiş; ancak bu reklamları hiçbir zaman göremeyecek. Daniel Miller, "Evet, diğer insanlara da bizim burada olduğumuzu duyuruyor; ancak o kadar da ileri gidecek değiliz." diyerek, gazete okumama, internete bakmama konusunda kırmızı çizgileri olduğunu vurguluyor. İzole ve dağınık yaşadıkları için sayıları tam tespit edilemese de ülkede 2000 nüfus sayımına göre 200 bin civarında Amish yaşamını devam ettiriyor. Yaklaşık 55 bini Ohio eyaletinde yaşıyor. 21 eyalette yaşayan Amish'lerin yoğunlukla bulunduğu diğer iki eyalet ise Pennsylvania ve Indiana. Evlerinde, "Pennsylvania Dutch" diye anılan bir Alman lehçesiyle konuşuyorlar. Protestan Hıristiyanlığın anabaptist (yeniden vaftizci) koluna mensuplar. Vergi vermiyorlar, askerlik yapmıyorlar.
CHA

Uzmanlar, kağıt pil üretti.


Son yıllarda elektronik eşyaların giderek küçüldüğü elektronik dünyası, şimdi de pillerin küçülmesine tanıklık ediyor. Amerikalı bilim adamları, uzaktan bakıldığında sadece minik bir kâğıda benzeyen bir pil geliştirdi. Kağıt pilin, üç yıl içinde satışa sunulabileceği belirtiliyor.Kağıt pili geliştiren bilim adamlarından Dr. Robert Linhard, yeni pilin "uzayda da, çölde de, kutuplarda da" kullanılabileceğini söyledi. New York'taki Rensselaer Politeknik Enstitüsü'nden olan Linhard, "Bu cihazın esnek görünmesinin yanında asıl avantajı, çok farklı sıcaklıklarda da kullanılabilmesi. Hem çok sıcak, hem çok soğuk yerlerde kullanılabiliyor. Bu da pilin kullanıldığı cihazın, sert iklim koşullarında da kullanılmasına olanak sağlıyor." diye ekledi. Kağıt pilin başka alanlarda ve farklı ortamlarda da kullanılabileceğini belirten Doktor Linhard, kağıt pille çalışan ürünlerin de üç yıl içinde satışa sunulmasını beklediklerini ifade etti.


KAĞIT PİL NASIL ÇALIŞIYOR?


BBC'de yer alan habere göre bilim adamları, deneyleri sırasında önce kağıdı küçük bir karbon tüpün içine koydu ve böylece kağıtta enerji saklanmasını sağladılar. Her pil gibi, kağıdın da bir elektrik ileticisine gereksinimi ortaya çıkması üzerine de bilim adamları mekanizmanın harekete geçebilmesi için, insan kanı, teri veya idrarının işe yarayabileceğini keşfetti.Böylesine ince ve küçük bir pilin, diğerlerine göre daha esnek bir yapıda olduğu, mesela kalp atışlarını düzenleyen cihazlarda kullanılabileceği belirtiliyor.

12 Ağustos 2007 Pazar

Nokia ve Microsoft’tan işbirliği

Mobil telefon üreticisi Nokia, cep telefonları, PC’ler ve diğer cihazlar arasında kablosuz bağlantı ile müzik, oyun veya video paylaşımına izin verecek teknolojiyi kullanmak üzere yazılım devi Microsoft ile işbirliğine gitti.
ANKARA - Microsoft’un “PlayReady digital rights management-dijital haklar yönetimi” teknolojisinin lisansını alarak dijital medyanın korunmasını amaçlayan Nokia firması, bu teknolojiyi, mobil telefon endüstrisinde en çok kullanılan yazılım platformu olan S60 yazılımında kullanacak.
Uzmanlar, merkezi İngiltere’de bulunan yazılım firması Symbian’ın işletim sistemi olan ve LG ile Samsung firmalarınca da gelişmiş modellerde kullanılan Nokia’nın S60 yazılımının en büyük rakibi Microsoft’un Windows Mobile işletim sisteminin de işbirliğinden yararlanacağını belirtiyorlar.İki şirketin işletim sistemi arasındaki uyumluluğun, cihazlar arasında dosya aktarımını sağlayacağını ifade eden uzmanlar, bunun her iki şirket için de karlı olacağına işaret ediyorlar.Nokia ve Microsoft, 2005’te Windows Media Player yazılımının Nokia marka telefonlara yerleştirilmesi konusunda ilk işbirliği anlaşmasını imzalamışlardı.İki şirketin anlaşmasının ardından, cep telefonu fiyatlarının düştüğü piyasada üreticiler potansiyel karlı yazılımlardan yeni kazançlar elde etmeye çalışırken, Microsoft’un da mobil cihaz pazarından yeni gelirler elde etmeye gözünü diktiği yorumu yapılıyor.Nokia, S60 modellerinin yanı sıra anlaşmaya dahil olan S40 serisinin de PlayReady teknolojisiyle gelecek yıl raflarda yerini alacağını açıklarken, iki şirketin mobil telefonlarda oyun, müzik, TV, erotik içerik ve kumar gibi eğlence hizmetini yaymak konusunda anlaşmalarını genişletmeleri bekleniyor.

Küresel ısınma 2009’dan sonra artacak

Çevre uzmanları, küresel ısınmanın 2009 yılından sonra artacağı tahmininde bulundular.

WASHINGTON - Küresel ısınmanın, 21. yüzyılda karbon gazı salımının etkisiyle artacağı yönündeki genel uyarının yanında, 2005 yılını takip eden 10 yıl içindeki olasılıklara değinen İngiliz bilim adamlarının raporunda, insanın neden olduğu küresel ısınmadan ziyade, doğal etkenlerin sebep olduğu iklim değişikliği üzerinde duruldu.


Tahminde bulunmak için, El Nino ile okyanus sirkülasyonundaki diğer dalgalanmalarla ısı üzerinde çalışmalarda bulunan uzmanların Science dergisinde yayımlanan raporuna göre, dünya gerçek ısınmayla 2009 yılında tanışacak. 2009’a kadar ise doğal güçler, insanın yol açtığı tahmini ısınmayı dengeleyecek.

7 Ağustos 2007 Salı

İşte, dünyayı tersine çeviren 50 gerçek:

1- Bir Japon kadını ortalama 84 yıl, bir Botswanalı kadın sadece 39 yılyaşıyor.
2- Dünyadaki obez nüfusun üçte biri, gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.
3- ABD ve İngiltere, gelişmiş ülkeler arasında en yüksek erken hamilelik oranına sahip.
4- Çin'de 44 milyon kadın kayıp.
5- Brezilya'daki Avon kadınlarının sayısı, asker sayısından fazla.
6- 2002'de idamların yüzde 81'i ABD, Çin ve İran'da gerçekleşti.
7- İngiliz süpermarketleri, müşterileri hakkında hükümetten daha fazlabilgiye sahip.
8- AB'deki her inek için verilen günlük 2.50 dolarlık sübvansiyon,Afrika'nın yüzde 75'inin günlük geçiminden daha fazla.
9- 70'in üzerindeki ülkede aynı cinsten iki kişinin ilişkisi yasak,9'unda ise cezası ölüm.
10- Dünya nüfusunun beşte biri, günlük 1 dolarında altında gelirleyaşıyor.
11- Rusya'da yılda 12 binin üzerinde kadın aile içi şiddet sonucundahayatını kaybediyor.
12- 1 yılda 13.2 milyon Amerikalı, estetik ameliyat yaptırdı.
13- Kara mayınları nedeniyle saatte bir insan ölüyor ve sakat kalıyor.
14- Hindistan'da 44 milyon çocuk işçi var.
15- Sanayileşmiş ülkelerde insanlar, günde 6-7 kg katkı maddesi yiyor.
16- Dünyanın en çok kazanan sporcusu golfçu Tiger Woods, yılda 78 milyon dolar, yani saniyede 148 dolar kazanıyor.
17- Amerikalı 7 milyon kadın, 1 milyon erkek yeme bozukluğu çekiyor.
18- 15 yaşındaki İngilizlerin yarısı uyuşturucu kullanmış, dörtte birisigara içiyor.
19- Washington'daki lobi endüstrisinde 67 bin kişi, her seçilmiş kongreüyesi için 125 kişi çalışıyor.
20- Motorlu araçlar dakikada 2 insanı öldürüyor.
21- 1977'den bu yana ABD'deki kürtaj kliniklerinde 80 bin şiddet vetaciz vakası yaşandı.
22- Mc Donalds'ın altın kemerini tanıyanların sayısı, Hıristiyan tacınıtanıyanlardan fazla.
23- Kenya'da bir ailenin gelirinin üçte biri rüşvete gidiyor.
24- Dünyadaki yasadışı uyuşturucu pazarı 400 milyar dolar.
25- Amerikalıların üçte biri, uzaylıların geldiğine inanıyor.
26- 150'den fazla ülkede işkence var.
27- Her gün dünya nüfusunun yedide biri, yani 800 milyon insan açkalıyor.
28- Amerikalı siyah erkeklerin hapse girme ihtimali, yüzde 33.
29- Dünyanın üçte biri savaş halinde.
30- Petrol rezervleri 2040'da tükenebilir.
31- Sigara içenlerin yüzde 82'si gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.
32- Dünya nüfusunun yüzde 70'i, bugüne dek hiç çevir sesi duymadı.
33- Silahlı çatışmaların dörtte biri, doğal kaynakları ele geçirmek içinyaşanıyor.
34- Afrika'da 30 milyon kişi AIDS.
35- Her yıl 10 dil ölüyor.
36- İntiharla ölenlerin sayısı, çatışmalarda ölenlerden fazla.
37- ABD'de her hafta ortalama 88 öğrenci sınıfa silah getiriyor.
38- Dünyada en az 300 bin düşünce suçlusu var.
39- Her yıl 2 milyon genç kız ve kadın sünnet ediliyor.
40- Silahlı çatışmalarda 300 bin çocuk asker savaşıyor.
41- İngiltere'de 2001 seçimlerinde 26 milyon kişi, Pop Idol'un ilksezonunda 32 milyon kişi oy kullandı.
42- ABD, pornografiye yılda 10 milyar dolar harcıyor.
43- ABD, "haydut devlet" diye ilan ettiği 7 ülkeden 33 kat daha fazlaaskeri harcama yapıyor.
44- Dünyada 27 milyon köle var.
45- Amerikalılar çöpe saatte 2.5 milyon plastik şişe atıyor, yani her üçhaftada bir Ay'a ulaşmaya yetecek uzunlukta şişe birikiyor.
46- Sıradan bir İngiliz, günde yaklaşık 300 defa kameraya yakalanıyor.
47- Her yıl 120 bin kadın veya genç kız, Batı Avrupa'ya satılıyor.
48- Yeni Zelanda'dan İngiltere'ye uçakla getirilen bir tane kivi,atmosfere kendi ağırlığının 5 katı sera gazı salıyor.
49- ABD'nin, BM'ye 1 milyar dolardan fazla borcu var.
50- Yoksul aile çocuklarının psikolojik sorun yaşama ihtimali, zengin aile çocuklarına göre 3 kat daha fazla.

5 Ağustos 2007 Pazar

KABLOSUZ INTERNETTE GUVENLIK ONLEMI ALIN
ABD’de internet güvenliğini konuşmak üzere biraraya gelen uzmanlar, yeterince güvenlik önlemi alınmayan yerlerde kablosuz internetin dikkatli kullanılması uyarısında bulundu.

İSTANBUL - Uzmanlara göre, kablosuz ağa yerleşen casus yazılımlar, elektronik posta hesaplarınızdan banka şifrelerinize kadar bütün kişisel bilgilerinizi saniyeler içinde ele geçirebiliyor. Çözümse, tedbirli olmaktan geçiyor.

Bir zamanların bilgisayar korsanlarının çoğu şimdi büyük internet güvenliği şirketlerinin başında görev yapıyor. İnternetin açıklarını en iyi bilen isimler, kullanıcıları, özellikle kablosuz ağların yaygınlaştığı havaalanları, otel, lokanta ve kafelerde veri hırsızlığına karşı dikkatli olmaya çağırıyor.Uzmanlar, güvenliği yeterince sağlam olmayan kablosuz ağların kişisel bilgilerin çalınmasını kolaylaştırdığı uyarısında bulunuyor.Uzmanlara göre, bazı casus yazılımlar bilgisayarınız kablosuz ağa bağlandığı sırada elektronik posta ve banka şifreleri gibi kişisel bilgilerinizi hedef alıyor.Zira kablosuz ağ bağlantısı olan bilgisayarlar, çevredeki uygun ağları araştırırken modemle bilgisayar arasındaki veri akışı casus yazılımlarla takip edilebiliyor. Ancak her kablosuz ağda bu tehlikenin olmadığını belirten uzmanlara göre, güvenlik duvarı, virüs programları ve casus yazılım ayıklayan sistemler sayesinde kişisel bilgileri belli ölçüde korumak mümkün.

2 Ağustos 2007 Perşembe

İşte dünyanın gerçek rengi

Bunu hiç merak ettiniz mi? Dünyanın gerçek rengini NASA fotoğrafladı.
Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA), Dünya'nın ''gerçek renkler''e sahip en detaylı fotoğrafını yayınladı. Bilim adamları ve grafikerler, uydudan gelen fotoğrafları kullanarak yaptıkları aylar süren çalışmada; karalar, okyanuslar, buz tabakaları ve bulutlara dair kareleri birleştirdi ve yeryüzünün her kilometrekaresinin "gerçek renkler"den oluşan görüntüsünü elde etti. Görüntüye dair fotoğrafların büyük bölümü, 2002 yılından bu yana Dünya'nın 700 kilometre yukarısında uçan NASA'nın Terra uydusunun MODIS ünitesi tarafından çekildi.

İŞTE GERÇEK RENK

























23 Temmuz 2007 Pazartesi

WINAMP'A SİHİRLİ DOKUNUŞ




Winamp'a sihirli dokunuş
Daha temiz ses için: Enhancer
Göze hitap eden bir eklenti: CD Art Display
İnternet radyonuzdan kayıt: Streamripper
3 boyutlu parti atmosferi: Milkdrop


MP3 ve internet radyosu dinlemek veya internetten televizyon seyretmek için Winamp oldukça iyi, ancak mükemmel değil. Bu yazımızda, bu güçlü medya oynatıcısına sihirli dokunuşlar yapabilecek 5 ücretsiz eklentiyi tanıtıyoruz.Bir MP3-çalar, bir internet radyosu, bir internet televizyonu ve tüm bunlara ek olarak bir de CD/DVD yazma fonksiyonu: Winamp koltuğunda birçok karpuz taşıyor.Yine de bu harika eğlence aracı; ses kalitesi, taşınabilir müzik veya internette çalan şarkıları kaydetme konusunda daha iyi olabilir. Bir televizyon fonksiyonunun eksikliği de göze batmakta.Güçlü olunan noktayı koruyup, zayıf noktaları geliştirmek adına, Winamp'ı mükemmelleştirecek 5 eklentiyi sizlere tanıtıyor ve hizmetinize sunuyoruz. Bu hem siz, hem de medya oynatıcınız için karlı olacak!

3 Haziran 2007 Pazar

Anadolu'dan gelenlerin İstanbul'a çoğunlukla ilk adımlarını attıkları Haydarpaşa Garı, özelleştirme alıştırmalarına çoktan başlamış. Ama garın içindeki yoğunluk ve heyecan onun bu şekilde kalması gerektiğinin bir kanıtı gibi.
Taşı toprağı altın diye İstanbul'a koşan yüz binlerin, trenden iner inmez ilk gördüğü yerdir Haydarpaşa. Sultanahmet'in koca minarelerini, boylu boyunca Kadıköy'ü açık deniz dalgalarından koruyan mendireği, kendisini şehrin karmaşasına götürecek vapuru, ilk deniz fenerini, hatta ilk defa denizi gördüğü yerdir. İstanbul'a gelip de yepyeni beyaz sayfalar açabilenler için, geçmişlerinin son durağı; açamayanlar içinse hayal kırıklıklarının ilk durağıdır Haydarpaşa. Kadıköy'ün simgelerinden biri ve Anadolu Yakası'nın göz önündeki nadir tarihi eserlerindendir. Ünlü mimar Vedat Tek'in 1915-1917 yılları arasında yaptığı çinili binasıyla Haydarpaşa İskelesi, tarihi gara eşlik eder. Son yıllarda karayolu taşımacılığının sıklaşması ve uçak firmalarının artık Taksim-Bakırköy taksi ücretine yolcu taşıyor olması, Haydarpaşa'nın eski önemini azaltmış.
Değişimin eşiğinde... Belki bundandır belki de şehrimizin gerçekten de beş yıldızlı otel ve alışveriş merkezi ihtiyacı olduğundan son zamanlarda Haydarpaşa Garı yeni bir dönüşüm projesiyle anılır oldu. Gündemdeki proje kapsamında liman ve gar bu bölgeden çıkarılarak yerine iş ve eğlence merkezleri, gökdelen, yat ve kruvazör limanlarının olduğu bir bölge haline getirilmesi planlanıyor. Buharlı makinenin icadından beri oradaymış gibi durmasına rağmen Avrupa garlarının arasında çok genç sayılabilecek olan Haydarpaşa Garı'nın tarihi sadece 100 yıl öncesine dayanıyor. Dönemin Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit tarafından 1906 yılında yaptırılmaya başlanan ve iki yıl gibi kısa bir zamanda hizmete açılan Haydarpaşa, adını da III. Selim'in paşalarından olan ve tahmin edeceğiniz gibi Haydar Paşa'dan alır.
Abdülhamit'e pek de şans getirmeyen Haydarpaşa Garı hizmete girdiği yıl, padişah tahttan indirilmiştir. Temeline Alman ve İtalyan ustaların Lefke'den gelen ilk taşı koymasından itibaren geçen tam 10 yıl boyunca, İstanbul'un başına gelenlerden bu anıtsal gar binası da payını alır. Birinci Dünya Savaşı yıllarında gar deposunda bulunan cephaneliğe yapılan sabotaj sonucu binanın büyük bir bölümü zarar görür ve onarım sonucunda da bugünkü haline gelir.
İstanbul'un işgaliyle daha kurbanı yeni kesilen gar binası, işgal kuvvetlerinin eline geçmiş ve 1925 yılında işgal kuvvetlerinin elinden alınmıştır. Gar binası bundan sonrası için sadece İstanbul'a gelenlere ev sahipliği yapmamış; yıllar yılı cepheye gidenlere, Aşkale'ye sürgüne gidenlere ve bu şehirde aradığını bulamayanlara, gidip de dönmeyenlere, dönüp de bulamayacak olanlara, arkalarında bu koca şehri bırakmadan önce koca duvarlarıyla son bir kez şahit olmuştur.
1100 adet ahşap kazığın üzerine inşa edilen garın atlattığı tehlikelerden neredeyse en büyüğü ise 1997 yılında pencerelerinin PVC yapılmaya çalışılmasıdır. Neyse ki o güne kadar tarihi eser statüsüne alınmamış olan Haydarpaşa, son anda fark edilmiş ve bu sayede kültür varlıklarımız arasına girmiştir. Bir olay daha vardır ki 1979 yılında İstanbul'da olanların yüreğini hoplatan Independente adlı tankerin patlamasıdır. Dönemin büyük vitray ustalarından Linneman'ın yaptığı kurşun vitrayların neredeyse tamamı bu patlamada hasar görmüş, güneşli günlerin öğleden sonralarında gara o muhteşem ışığı sağlayan vitraylar daha sonra yeniden onarılmıştır.
Bugün sinema, dizi ve reklam filmi çekenlerin platosu da olan gar binası, son dönemde Yılan Hikâyesi, Aynalı Tahir gibi dizilerin de seti olmuştur. Haydarpaşa Garı'nın kameralarla tanışması ise bugünün televizyon dizilerinden çok daha önce Metin Akpınar, Zeki Alasya ve Kemal Sunal'ın başrolü paylaştığı 1974 yapımı Köyden İndim Şehre filmi ile bir sinema ikonu olmuştur. 1970'lerin sinemasında önemli bir yer tutan göç filmlerinde de plato olarak kullanılmıştır. Uzun yıllar ülkemizin doğusu ile tek köprü olan Haydarpaşa TCDD'nin yurtdışı seferlere zamanla ağırlık vermesiyle Tahran'dan Şam'a kadar olan hatta, gelen ve giden misafirlerine ev sahipliği yapıyor. Doğu ile batı arasında köprü olma görevini de sürdürüyor.
"Gar gitti gidiyor" diyene...Bir yıl içerisinde akıbeti belli olması beklenen gara gideyim, bir-iki piksel fotoğraf çekeyim de ileride çocuklarıma Fatih Sultan Mehmet edasıyla "Bak babanın ilk bu şehre adım attığı yer burası,'' demek istiyorsanız o kadar aceleci olmayın. Özelleştirme alıştırmaları yapan Haydarpaşa'da elinizde fotoğraf makinesi baba ocağında hatıra fotoğrafı çeker gibi gezmek çok da mümkün değil. Öncelikle ticaret müdürlüğüne bir ödeme yapmanız ya da kim olduğunu asla öğrenemediğiniz birine kamu yararına bu fotoğraf çekimini yaptığınızı, asla dizi çekimi yapmadığınızı ve Aynalı Tahir'i de tanımadığınızı ispatlamak zorundasınız. Buraya kadar prosedürü tamamladıysanız hemen fotoğraf makinesine sarılmayın çünkü sırada sürekli izin belgenizi ve ticaret müdürlüğüne uğrayıp uğramadığınızı soran özel güvenlik görevlileri var. Bir süre sonra güvenlik görevlileri de size alışıp aralarında sizin eşgalinizle ilgili telsiz görüşmelerini bitirdikten sonra rahat rahat fotoğraf çekimlerinizi yapabilirsiniz. Hele hele biz ayrılırken bayram tatilini fırsat bilerek fotoğraf ödevini çekmek için gelen iki öğrenci yakalanmıştı ki siz bu satırları okurken hâlâ dert anlatıyor olabilirler.
Lokantanın dekoru değişmedi. Garın girişindeki tavuk dönercilerin ve çevredeki sahte Ayvalık tostu imalatçılarının Haydarpaşa Garı'nın lojistik ihtiyacı karşılamadığı dönemde, yolcuların olduğu kadar dönemin bohem sanatçıların da uğrak yeri olan Gar Lokantası, neredeyse garın tarihine yakın zamandır değişmeyen dekoruyla hâlâ hizmet vermeye devam ediyor. Örneğin duvarlarında hâlâ çiniler ilk günkü parlaklıklarında mekâna renk katıyor. Bazılarının bu şehrin ilk, bazılarının da son ekmeğini yediği lokanta, hâlâ yolcu olsun olmasın belki de şehirde ilk içtiği içkinin tadını unutamayanlar tarafından gece gündüz dolu. Daha çok yolcuların tercih ettiği lokanta, her gar lokantası gibi ciddi bir müdavim kadrosuna sahip. Özellikle tren düdüğünü, yağ kokusunu unutamayanlar hâlâ burada. Pencere kenarında tayini çıkmış memur, girişteki küçük masada eve gitmeden içilen akşam rakısı, bütün "Ey İstanbul, sen mi büyüksün ben mi?'' diyenler burada.
Giriş-çıkış kapısı Haydarpaşa'ya Karaköy ve Eminönü tarafından gelen vapur yolcularının kullandığı ve Türk filmlerinden hatırladığımız deniz tarafındaki kapıda, sürekli bir hareket söz konusu. Trenle evine ya da işine gidecek olanlar trene koşarken, aynı saatte Doğu Ekspresi'nden inmiş, bir an önce "Neymiş bu İstanbul, görelim,'' diyen herkes, büyük ama sadece bir kanadı açık bırakıldığı için darlaşmış kapının etrafında telaş halindeler. Ancak kimsenin yüzünde yıllar önce Köyden İndim Şehre filminde Metin Akpınar'ın yüzündeki "Bura nere?" şaşkınlığı yok. Kapının çıkışında ne olduğunu bilen biliyor bilmeyen ise zaten televizyondan çoktan öğrenmiş.
"Fiyakalı gidelim memlekete!"Gar Lokantası'nın hemen yanında her zaman dolu koltuklarıyla gar berberi yer alıyor. Memleketine gidecekler, yüzünden şehrin izlerini son bir kez burada sildirmeye çalışıp biniyorlar trene. Limon çiçeği kokulu kolonya saçlara biraz jöle... Herkesin derdi tek; memlekete İstanbul'u fetetmiş gibi dönmek. İstanbul'a ilk adımını atanlarda fiyakalı görünmenin temiz bir yüz takınmanın derdinde; güzel kadın İstanbul, belki onu beğenir de bağrına basar, diye.
Haber: Sabah Gazetesi - Enis Umuler

25 Mayıs 2007 Cuma

Dell, yeni hizmetlerini tanıttı

Dell Gelişen Pazarlar Direktörü ve Genel Müdürü Laurent Binetti, Dell’in Türkiye’de bulunduğu noktanın dünyada bulunduğu noktayla uyuşmadığını belirterek, “Türkiye, Dell için önemli bir fırsat. Geçmişte bu potansiyele çok iyi cevap veremedik” dedi.

İSTANBUL - Dell’in işletmelere ve son kullanıcıya yönelik olarak dünyada sunduğu hizmetleri, Türkiye’deki müşterilerine sunmasıyla ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan Binetti, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) organizasyonu içinde gelişen pazarlar olarak ekonomik gelirleri, GSMH’leri ve yabancı yatırımlar açısından benzer koşullarda olan Ukrayna, Romanya, Bulgaristan, Macaristan ve Türkiye’de benzer stratejileri uygulamayı tercih ettiklerini belirtti.

Dell olarak çok hızlı büyüyen her şirkette olduğu gibi bazı inişli çıkışlı dönemler yaşadıklarını anlatan Binetti, bunun, modellerini yenilemeleri gerektiğini gösterdiğini söyledi.Binetti, Dell olarak piyasaya en iyi fiyatlı ürünleri sunduklarını ve etkin bir tedarik zincirinin olduğuna işaret ederek, “Biz artık sadece bunu yapmak istemiyoruz. Yine en uygun fiyatı sunmak, ama aynı zamanda müşteri deneyimini ve hizmetler kapasitemizi geliştirmek istiyoruz. ‘Üstün hizmet’ alanına damgamızı vurmak istiyoruz” diye konuştu.İşlerini daha fazla büyütmeye ve yeni karlılık yollarını bulmaya çalışacaklarını ifade eden Binetti, hangi alanlarda olacaklarını bildiklerini kaydetti.Binetti, İngiltere ve Amerika gibi büyük ve olgun piyasalarda iyi karşılanmış ürünleri olduğunu dile getirdi.“TÜRKİYE, DELL İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR FIRSAT”Türkiye’de istedikleri noktada olmadıklarını, çok iyi tanınmadıklarını ve bilinmediklerini vurgulayan Binetti, “Şu anda Türkiye’de bulunduğumuz nokta, dünyada bulunduğumuz noktayla uyuşmuyor. Geçmişte yapmadığımız bazı şeylerden dolayı Türkiye’de yeteri kadar yatırım yapılmadı” dedi.Binetti, Türkiye ile benzer koşullara sahip olan Romanya, Ukrayna gibi ülkelerde daha kuvvetli durumda olduklarını belirterek, “Türkiye’de durumu kendi lehimize çevirmeye çalışacağız. Türkiye’ye şahsen çok güveniyorum. Türkiye’de çok daha fazlasını yapabileceğimize inanıyorum” diye konuştu.KOBİ’lere, kurumsal işletmelere yatırım yapmak istediklerini dile getiren Binetti, KOBİ’lerin hızlı büyüyen bir alan olması bakımından önemli olduğunu kaydetti.Türkiye’de hizmet ve servis yatırımı yapmak ve piyasaya daha iyi hakim olmak için farklı ortaklılar oluşturmak istediklerini anlatan Binetti, şöyle devam etti:“Türkiye, Dell için önemli bir fırsat. Geçmişte bu potansiyele çok iyi cevap veremedik. Türkiye’de becerisi yüksek bir ekip oluşturacağız. İşimizi büyütebilmemiz için servis ve çözüm alanda Türkiye’de yatırım yapmamız şart. Türkiye, büyümek için önemli bir fırsat. Dell olarak yatırım yapmaya hazırız. Yatırım açısından hizmet ve destek yatırımına başlıyoruz. Amacımız daha üstün destek ve hizmet sağlayabilmek. Daha fazla insan ve pazarlamaya yatırım yapacağız. Amacımız kesin olarak genel bir büyüme sağlamak.”Binetti, Türkiye’de henüz ilk 4’e bile giremediklerine işaret ederek, Türkiye’de bulunan ve Dell kullanıcısı küresel oyunculardan dolayı iyi bir müşteri tabanına sahip olduklarını, ancak geçmişte olduklarının ötesinde yeni kurumsal müşteriler için çalışacaklarını da sözlerine ekledi.“DONANIMDA ABD’DE 1’İNCİ, DÜNYADA 4’ÜNCÜ SIRADAYIZ”Servis ve Çözümler Direktörü Cris Huggett ise Dell olarak hizmet ve destek konusuna çok önem verdiklerini belirterek, bütçelerinin büyük bir kısmının hizmet birimlerine verildiğini ve donanıma yapılan yatırımın azaldığını söyledi.Dell’in donanım hizmetlerinde ABD’de 1’inci, dünyada ise 4’üncü sırada olduğunu ve donanımı çok iyi bilen bir şirket olduklarını, bunun yanı sıra destek ve hizmette de güçlendiklerini anlatan Huggett, sahip oldukları hizmet/destek kapasitesini ve uygulamasını Türkiye’ye ilk kez getirdiklerini bildirdi.GOLD VE PLATİNUM DESTEK HİZMETLERİDell’in üzerinde durduğu noktanın “doğrudan” olmak olduğunu vurgulayan Huggett, “Dünyadaki tecrübemizi Türkiye’ye taşıyoruz. Küresel tutarlılık sağlıyoruz. Önemli bir adım atıyor, küresel tutarlı hizmet almalarını sağlıyoruz” diye konuştu.Türkiye’deki yerel ortaklarıyla hizmet ve servis konusunda çalışacaklarını belirterek, her birinin güçlü oldukları yönlerin ortaya çıkarılacağını dile getiren Huggett, “Dell’in 200 milyon dolarlık yatırımın 3 milyon dolarlık kısmının Türkiye’de yedek parça, lojistik destek ve personel yatırımında kullandık. İstanbul Halkalı’da ana yedek parça deposu oluşturduk. Ankara’da saha yedek parça deposu oluşturduk” dedi.Huggett, Dell olarak sundukları destek sistemi ile uzman merkezleri, teknik destek merkezleri, lojistik destek merkezlerini aktararak, “Gold” destek sistemi ile müşterilerine 7 gün 24 saat destek sağladıklarını, bu desteğin yüzde 80’inin telefonla halledildiğini söyledi.“Platinum “ destek hizmeti ile de işletmeler için proaktif yazılım ve donanım destek sağlandığını anlatan Huggett, 7 gün 24 saat destek sunulan bu sistemde müşterilerine tedarik garantisi sağladıklarını belirtti.DELL KURUMSAL DESTEK MERKEZLERİEMEA Müşteri Satış Direktörü Driss Elougmani de “Gold” ve “Platinum “ destek sistemlerini içeren Dell’in Kurumsal Yönetim Merkezlerinin çalışmalarına ilişkin bilgiler verdi.Öncelikle kurumsal müşterileri için dünyada 15 Kurumsal Uzman Merkezi oluşturduklarını, telefonla gelen müşteri ihtiyaçlarını ve sorunlarını Kurumsal Uzman Merkezlerindeki uzmanların tespit ettiğini ifade eden Elougmani, bundan sonra Kurumsal Yönetim Merkezlerinin devreye girerek müşteriye ulaştıklarını anlattı.Elougmani, EMEA organizasyonu içerisinde 110 yedek parça deposuna sahip olduklarını ve İstanbul ve Ankara’daki yeni depolar ile bu sayının 112’ye çıktığını söyledi.Dell’in yüzde 98 oranında her müşteriye aynı erişimi sağladığını ve merkez ve tedarik zincirlerinin çok sağlam olduğunu dile getiren Elougmani, “Dell operasyonel mükemmeliyeti amaçlıyor. Zamanında ve doğru çözüm oranımız yüzde 96. En önemli amacımız gelişmekte olan potansiyelleri en iyi şekilde değerlendirmek, müşterilerimiz için standardizasyon sağlamak” diye konuştu.

15 Mayıs 2007 Salı

Elektro-mekanik Parça Bulmak

Robot yapmak için gerekli mekanik, elektronik aksamlar, entegreler, sensörler, mikroişlemciler, mikrodenetleyiciler oyuncaklardan çıkmaz veya köşedeki süpermarkette bulunmaz. Bunları ancak uzman çarşıları dolaşarak, araştırarak, sorarak, soruşturarak, bulabilir, satın alabilirsiniz.
1) Bunun için önce elektronik ve bilgisayar hurdalıklarını ve büyük şehirlerde hafta sonları kurulan bit pazarlarını dolaşarak işinize yarayacak hurda aygıtları alarak onlardan işinize yarayacak parçaları çıkaracaksınız. Böylece, piyasada orijinali bulunmayan, yada çok pahalı satılan, bir çok parça için yaratıcılığınızı kullanarak ihtiyacanıza uydurabileceğiniz, adapte edeceğiniz parçaları temin edeceksiniz.
Çıkma, devşirme parçalardan tam bir robot yapmak imkansız değilse de çok zordur. Ancak temin edeceğiniz bu çıkma devşirme parçalar bütçenize ve yaratıcılığınıza önemli bir katkıda bulunacaktır.
Değişik hurda malzemelerden aşağıdaki çıkma parçaları devşirebilirsiniz:
Düşürüp kırdığınız CD playerden, walkman'den motorlar, dişliler, yaylar, vida ve somunlar,
Elektronik oyuncaklardan gövde şaşiler, motorlar, dişliler, her türlü tekerler,
Hurda çağrı cihazlarından çok küçük motorlar,
Cep telefonlarından, kızaklarından yine minik güçlü az akım çeken motorlar,
CD ROM okuyuculardan ve kızaklarından muhtelif motorlar, dişliler, vida ve somunlar,
Yazıcılardan step motorlar, dişliler, paletli tank imali için bantlar,
Bilgisayarların floppy disklerinden, hard disklerinden güçlü motorlar,
Bilgisayarların toplu farelerinden encoder'lar,
Laser yazıcı kartuşlarından plastik levhalar,
Bazı eski polaroid fotoğraf makinalarından ultrasonik sensörler,
Kapağı bilyeli deodarant şişelerinden mükemmel sarhoş teker,
Konserve cam kavanoz kapaklarından tekerler,
Bozulan audio veya video kasetlerinden tekerler,
Otomobil sileceklerinden 2 vitesli güçlü motor ve reduktör dişliler,
Bu liste, yaratıcı hayal gücünüze, gözlem gücünüze bağlı şekilde uzayıp gider...

2) Yine elektronik, bilgisayar parçalarının satıldığı yerlerdeki dükkanları yorulmadan gezmeli, "bizde yok, bulamazsınız" sözleri sizleri yıldırmamalı. Birçok satıcı kendisinde olmayan ancak hemen komşusunda bulunan bir malzeme için bile "hiç bir yerde bulamazsınız" der. Bu sözlere pek inanmanızı öneririm. Genellikle yan dükkanda o hiçbir yerde olmayan malzemeyi bulabilirsiniz :) Birçok yerden teklif almadan, tüm çarşıyı dolaşmadan satın almayın. Bir parçaya bir satıcı 0,50 YTL isterken diğer bir satıcı 2,50 YTL isteyebilir. Satın alırken aldanmayın, toy acemi alıcı görüntüsü vermeyin. Satın alacağınız elementin ve eşdeğerlerinin tüm özelliklerini öğrenin, yurtdışı fiyatlarını internetten öğrenin. Gerektiğinde pazarlık yapmaktan çekinmeyin. Bunun için alacağınız tüm komponentlerin adlarını ve kodlarını bir kağıda liste halinde yazın. Internetten araştırarak bulduğunuz fiyatları bir sütuna, Satıcılardan alacağınız fiyatları karşısına diğer sütunlara yazın. Bir sonra uğrayacağınız satıcılara bu fiyatları göstermekten çekinmeyin. Rekabet duyguları depreşecek ve sizlere daha uygun fiyat vereceklerdir. Her parçayı en uygun fiyat verenden alın. Alış listenizi biriktirin, arkadaşlarınızın almak istediklerinide ekleyin toptan satın alın. Basit, ucuz direnç, vb parçaları 10'luk alın. Satıcıları küçük komponentleri tek tek saydırmayınki sizlere daha uygun fiyat versinler. Kelepir bulduklarınızdan fazlasıyla alıp, diğer arkadaşlarınızla, parça değiş tokuş yapın.
Alışverişe çıkmadan önce bazı elektronik malzemelerin fiyatları için internetten bakabileceğiniz, yada e-mail ile fiyat sorabileceğiniz, gerektiğinde online sipariş verebileceğiniz Türkçe bir kaç site:
http://www.int-el.com.tr
http://www.dorukan.com/index.aspx
http://e-bayindir.com/index.php
http://www.entegrex.com/index.php
http://www.grupelektronik.com/index2.htm
http://www.monelelektronik.com
http://www.mtvelektronik.com
Elektronik ve bilgisayar parçalarının satıldığı yerler:
Istanbul : Karaköy Elektronikçiler Pasajı, yanındaki Karaköy Abed Han, etrafındaki sokaktaki dükkanlar. Karaköy otobüs duraklarının karşısındaki Selanik Pasajı, Kadıköy Yazıcıoglu Han ve yine karşısındaki Emintaş İşhanı (2. kattaki Int-El Elektronik'e mutlaka ugrayın) ile devamındaki sokaktaki dükkanlar. Yine Mecidiyeköy'de Profilo işmerkezine giderken sapacağınız Mecidiyeköy Camii ve Profilo Alışveriş Merkezi çevresindeki bölgede muhtelif sokaklarda bulunan bilgisayarcılar..
Girdiğiniz İşhanlarının üst katlarına mutlaka çıkın. Genellikle üst katlarda yer alan ithalatçılar, toptancılar daha uygun fiyat verirler.
Ankara : Ulus'ta Konya sokak, Elektronikçiler Pasajı....
Izmir : Çankaya'da Elektronikçiler Pasajı, Çankaya - Basmane arasında Onur Han ve civarındaki hanlardaki elektronikçiler...
(Diğer şehirlerdeki mekanları bildirdiğinizde buraya ekleyebiliriz)
Yine her şehirde bulunan hobi modelcilerin dükkanlarına uğrayabilir model fikirleri, mekanik el aletleri, şasi, servo veya dc elektrik motorları, teker, vb parçaları temin edebilirsiniz. Örneğin http://www.hobici.com ve benzeri mağazalar.
Yine arda bir internette GittiGidiyor ve benzeri sitelere bakabilirsiniz.
3) Elektronik çarşılardan bulamadığınız, hurdalıklardan temin edemediğiniz parçaları yurdışından temin etmek durumundasınız. Bunun için yurtdışında yaşayan yakınlarınız aracılığıyla temin edebilir, veya aşağıdaki adreslerden internet üzerinden siparişle satın alabilirsiniz. Internet üzerinden sipariş sonucu gelen kolinin varışta, gümrükte takılmaması, ya da gümrükte alıkonan kolinizi rahat alabilmeniz için gelen malzemenin toplam değeri 100 Euro'yu geçmemesi, aynı tip, aynı kod malzemeden olan miktarın çok makul olması gerekmektedir. Diğer bir deyişle, kolide bir çok çeşit malzeme olmalıdır. Malzemelerin tutarı 100 Euro'yu (Posta /kargo ücreti hariç) aşıyorsa, 2-3 gün arayla birkaç siparişle malzemeyi getirtin. Fazla kargo/ posta ücreti ödemeyi göze alın. Aksi halde, gümrük vergisi + TSE belgesi masrafları + 100 YTL ordino ücreti + mal bedeli ve tum masraflardan %18 KDV gibi ek masraflarla karşılaşırsınız. 100 Euroyu aşan siparişleriniz ticari mal gibi değerlendirilir. Bu durum da mallarınızı ancak Gümrük Beyannamesi ile alabilirsiniz. Sizlerden, vergi mükellefi olmanız, dolayısıyla vergi kayıt ve numaranız, çıkış yerinden menşe belgesi, CE kalite belgesi, varışta TSE'den temin edilecek TSE uygunluk belgesi gibi dokumanlar istenebilir. TSE uygunluk belgesi alabilmeniz ve gümrükteki işlemleri takip etmeniz için de bir uzmanın hizmetlerine ihtiyacınz olabilir, dolayısıyla uzman bir gümrük komisyoncusu tutmanız gerekebilir. Bunun ücreti içinde 150 YTL gibi bir ek masrafıda ödemeniz gerekir.
Sipariş verirken notlar kısmında ilgili kuruluşun son ürün fiyat listesini istemeyi unutmayın. Sizlere ürün fiyatlarını öğrenmeyi ve elektronikteki yeniliklerden haberdar olmayı sağlar. (Posta koli ağırlığına ve ek posta maliyetine dikkat edin!!).
Yurtdışındaki Adresler:
http://www.acroname.com
http://www.digi-key.com
http://www.hvwtech.com
http://www.jameco.com
http://www.kronosrobotics.com
http://www.lynxmotion.com
http://www.parallax.com
http://www.pololu.com
http://www.robodyssey.com
http://www.robotshop.ca
http://www.robotstore.com
http://www.roguerobotics.com
http://www.solarbotics.com

Ve bu satıcıların Avrupa ülkelerindeki diğer bayileri...
(Daha sonra Türkiye'deki elektronik elemanlar, parçalar ve entegreler pazarı, satıcıları ve bayileri konusunda geniş bir yazı hazırlanacaktır. Bildiğiniz, tavsiye edeceğiniz satıcıları, mekanları, bu konudaki mutlu veya mutsuz deneyimlerinizi bizlere bildirerek yardımcı olabilirsiniz)